Lilypie Second Birthday tickers

Lilypie Second Birthday tickers

21 Mart 2012

küçük aşçı iş başında...


     



küçük aşçı iş başında malzemeler hazırlandı karışmaya hazır ve aşçı büyük bir özenle işine başladı :))




saçlarımız çok dağınık hemen bir çember taktık mı bide kolları sıvadık mı tamam oldu işte hijyen kurallarına uyduk sayılır :))




büyük bir özenle kabımıza koyduk ve fırına koymaya hazır ve fırında çok güzel kabardı...




fırından çıkıncada ters çevirip süslemek için tabağa aldık pekmezli olduğundan rengi biraz koyu çıktı...




tabi süslemeden kontrol etmek lazım bakalım güzel olmuş mu?




 vee sıra süslemede kendi gibi sarı bir şeker kız yaptık tabii :)) 






teyzemizinde ellerine sağlık onun aklına geldi ve yaptı  yaşasın teyzemiz seni çok seviyoruz:)))

12 Mart 2012

sıcak sıcak poğaçalarımm vaaarr...

sabah erkenden kalktım hemen mutfağa girdim eşimin çok sevdiği poğaçalardan yaptım:)
hımmm sabah sabah sıcak süper oldu... bu hafta kahvaltı hazır:))


bu poğaçayı zamanında yine nette bulmuştum ama çok zaman geçti hatırlamıyorum nereden bulduğumu baktım biraz ama bulamadım ben kendi yaptığım gibi vereyim tarifi;

malzemeler

250gr tereyağ
2 yumurta
1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşağı şeker
1 çay fincanı süt
1 paket maya (ben yaş maya kullandım)
alabildiğince un

içine

lor
maydanoz

yapılışı

tüm malzemelerin oda sıcaklığında olması gerekiyor daha güzel kabarsın diye hepsini bir kaba alıp karıştırıyorum daha sonra yavaş yavaş un ekleyerek kulak memesi yumuşaklığına gelinceye kadar yani elime yapışmayıncaya kadar yoğuruyorum yoğurma işlemi bittikten sonra cevizden biraz büyük parçalar koparıp yuvarlak açıyorum daha sonra içine iç malzemesini koyup ağzını kapatıp top haline getiriyorum ağız kısmı tepsiye bakacak şekilde yerleştiriyorum hepsi bitince 15dakika bekletip yumurta sarısını sürüyorum ve çatalla artı şeklini çiziyorum 200 derece önceden ısıtılmış fırında üstleri kızarana kadar pişiriyorum vee sıcak sıcak poğaçalar hazır

afiyet olsun
güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle...

7 Mart 2012

tıjım tıjım

kızlar babalarına düşkün olur derler ya ben işte tam böyle biriyim o hasta olsa canı sıkılsa ben ondan daha kötü oluyorum. şimdi canım babam ümreye gidiyor 21 gün onsuz geçecek zaman, buradayken de görmediğim zamanlar oluyor ama ne bileyim bu sefer biraz farklı hem sevinç hem üzüntü bir arada. inşallah kazasız belasız sağ salim geri döner.


küçük bi kızken bize yaptığın sürprizler oyunlar hala dün gibi aklımda hele bana "tıjım tıjım" deyişin sen bizi hep çok sevdin bizde seni babacım.
sen bize her özel günde akrostiş şiir yazardın babacım buda senin için;

                                                     H   elal lokma yedirdin hep bize
                                                     İ    yiliği insanlığı sen öğrettin
                                                     K  albimizi hiç kırmadın
                                                     M elek kalbinle sevdin bizi
                                                     E  mek verdin büyüttün bizi
                                                     T  eşekkürler her şey için canım babacım

SENİ ÇOK SEVİYORUZ

 senin yazdıkların kadar olmasa da buda benden sana hediye babacım...
uğurlar olsun...

24 Şubat 2012

bloggerlara :)))

blog dünyası ne kadar güzelmiş ben bir blog açtım anılarımızı yazayım diye ama diğer bloggerların yazılarını yaptıklarını takip etmekten ben yazı eklemeye fırsat bulamıyorum ne kadar güzel el işleri, yemekler gezilecek yapılacak şeyler öğreniyorum hepinize çok teşekkür ederim paylaşımlarınız için :) umarım bundan sonra bende yaptıklarımı anılarımı paylaşabilirim tabi fıstığımdan fırsat buldukça.


karlar eridi hava ısınmaya başladı yavaş yavaş gezmelere başlayabiliriz. artık avmlerden bıktık güneşi özledik.
                                      cıvıl cıvıl neşe dolu bir haftasonu geçirmeniz dileğiyle...

7 Aralık 2011

ben seninle yaşamayı öğrendim...


Zaman hızla geçiyor ve ben yetişemiyorum bu postu aslında doğum gününde yazacaktım ama araya o kadar çok şey girdi ki olmadı.Bugün sen dünyaya geleli tam 14 ay oldu asla unutmak istemediğim mükemmel bir deneyim işte doğum hikayemiz;

6 ekim akşam saat 20:30 anneannelerdeyiz karnımda bir ağrı ama doğum ağrısına hiç benzemiyordu (nereden biliyorsam artık:). Gece eve geldik ve uyuduk sabah saat 06:30 civarı karnımdaki ağrı artmaya başladı ama biz hala sakiniz tekrar yattım (40+2 deyiz ama hala beklemiyoruz seni) saat 09:00 da doktorumuzla konuştuk kahvaltı yapmadan gel dedi biz yavaş yavaş hazırlandık kimseye haber vermeden gittik hastaneye ve 7 ekim 2010 saat 11:00 'de doktora gittiğimizde doğum başlamış hemen yatışını yapalım dedi bizde heyecan başlamıştı ama bi yandan da ne olup bittiğini anlayamıyorduk kim ne derlerse onu yapar olmuştuk odamıza geçtikten sonra teyzeye ve babaannelere haber verdik ve senin hareketlerini takip ediyorduk gittikçe sancılar artıyordu gerçekten doğum başlamıştı dakikalar sonra seni kucağıma alabilecektim saat 13:00 civarı doktorumuz yanımıza geldi ve bir saat boyunca elimi hiç bırakmadan doğuma yardımcı oldu ve saat 14:10 artık saçların görünüyormuş ve doğru doğum haneye gittik babada doğuma girdi ve iyi ki de girmiş ve sonunda saat 14:35'de hayatımı değiştiren Allah'ın güzel mucizesi kızım dünyaya geldin.


Gelmeni bekliyorduk (9ay boyunca ve öncesinde:) hazırlandığımızı sanıyorduk ama hiçte hazır değilmişiz. Çocuk sevgisinin böyle güzel birşey olduğunu, hayatımızı bu kadar güzelleştirebileceğini hiç tahmin etmemiştik.Şimdi ise en büyük korkum senden ayrılmak. Allah kimseyi sevdiklerinden zamansız ayırmasın.


İYİKİ DOĞDUN MELEĞİM SENİ ÇOK SEVİYORUZ

Canım, melek yüzlü güzel kızım…
Senin ilk çığlığını duyduğumda kalbim daha önce hiç böyle atmamıştı, göğsüme ilk koyduklarında sevgi, sıcaklık ne demekmiş onu öğrendim…
İlk doğduğun andan itibaren hiç benden ayrılmak istemedin bende senden… Emzirmenin bu kadar güzel olduğunu, tüm acılara rağmen seni doyurabilmek için acıdan titrerken bile yine de seni zevkle izleyebilmeyi öğrendim…
Uykusuzluktan hadi uyu diye gözünün içine bakarken, uyuduğunda da kokunu özledim… Seni uyurken seyretmek için uykusuzluktan keyif almayı öğrendim… 
Sen benim küçük mucizemsin ve sana sahip olmanın harika bir duygu olduğunu öğrendim…
Bende gülüp kahkaha atmayı, bir gülüşün için anlamsız seslerle şarkılar söyleyip dans etmeyi öğrendim…
Sen hayatıma girdikten sonra; sorumluluk almayı, sabretmeyi, kıskanmayı, özlemeyi, acele etmeyi, zamanın acımasızlığını, ağladığında seninle ağlamayı, gülmeyi, huzuru, mutluluğu ve sensiz olamayacağımı öğrendim…
Hayatı seninle öğrendim meleğim ve zaman hızla akıp geçiyor ben ise seninle ilgili hiçbir anıyı unutmamam gerekiyor sen şimdi 1 yaşındasın ve unutmamam gereken çok şey var…

Meleğim iyi ki benim kızımsın iyi ki seni doğurmuşum…

8 Kasım 2011

sonunda yetiştik:)))

Biraz geç kaldık ama bayram bitmeden yetiştim :)) 
Aile ziyaretleri gelen misafirler derken anca vakit bulabildim. 
Bilgemin de bayramlıkları ve herkesin eline tutuşturduğu şekerleri.
Kübra ablamızın doğumgünü hediysini bayramlık olarak ayırmıştık çok teşekkür ederiz.


Bol gülücüklü bir bayram geçirmeniz dileğiyle...

24 Ekim 2011

ŞİMDİ YARDIM ZAMANI!!!



Ülkemiz çok zor günlerden geçiyor, ama eminim ki milletçe birlik olup bu zor zamanların üstesinden geliriz. Öncelikle yapmamız gereken yardıma ihtiyacı olan herkes için dua etmek.


Ve yardımlarımızı en hızlı ve güvenilir şekilde ulaştırabilmek bunun için bazı yerler;
KIZILAY : boş mesaj 2868'e
AKUT : AKUT yazıp 2930'a
mesajla 5tl yardımda bulunabilirsiniz.
Ptt kargo
Yurtiçi kargo
Mng kargo
Aras kargo
kolilerinizi ücretsiz VAN Belediyesine ulaştırıyorlar.
Lütfen duyarsız kalmayalım hava çok soğuk, karlı ve yemek, mama bekleyen çocuklar var.
ACISIZ BİRGÜN DİLEĞİYLE!!!




21 Ekim 2011

UTANIYORUM ŞEHİDİM!!!

UTANIYORUM ŞEHİDİM

Utanıyorum Şehidim,

Utanıyorum,

Yemekten,

İçmekten,

Senin annen ağlarken

Gülmekten Utanıyorum!

Sanma ki;

Unutuyor,

Unutturuyoruz.

Unutanları barındırmaktan utanıyorum.

SEN; vatan için bizim için şehit olurken,

Seni Görmezden Gelenlerden Utanıyorum.
                                Aziz NESİN


14 Ekim 2011

merhaba :)


her insan;
doğar,
büyür
ve
...

bende dünyaya geleli tam yirmi altı yıl oldu geriye dönüp baktığımda çok çabuk geçmiş yıllar... yaşarken pek öyle gelmesede. şu kadarcık zamanda bile ne çok şey gördüm, yaşadım ama hatırladıklarım belli başlı şeyler. hayalini kurduğum şeylerin peşinden koşarken geçmiş zaman... hayallerim gerçek olmuş... hayatta tüm isteklerin hayallerin gerçekleşmesi evet çok önemli, ama kızımın ilk çığlığını duyduğum andan itiberen hayat benim için değişti tüm önceliğim yavrum oldu... şimdi onun hayallerinin gerçek olması için uğraşıyorum...




bu zamanda iyi bir evlat yetiştirmek çok zor... şimdi bir yaşında ve ona anlatmak istediğim çok şey var ama günler geçtikçe hep eskiler, anılar unutuluyor bende bu yüzde buradayım.

hayat devam ediyor sevinçler olduğu kadar üzüntülerde var, ölümler olduğu gibi doğumlarda var ve biz insan oğlu her türlü duruma alışıyoruz zaman geçiyor... bende büyüdüm bir kaç gün önce doğum günümdü ve ben kendime doğum günü pastası yaptım :)




bugünlerde birde bu işe merak sardım yaptığım diğer pastalarında tarifleriyle fotoğraflarını eklerim bir hevesle başladığım blog olayının da altından kalkabilirim inşallah hayırlısıyla...
tatlı tadında birgün geçirmeniz dileğiyle :)))


herşeye rağmen sevgi...



Bir gün ermişlerden birine sormuşlar: "Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır?"
     "Bakın göstereyim"demiş, ermiş.


 Bir sofra hazırlamış. Bu sofraya sevgiyi dilinden düşürmeyen ama dilden gönüle indirmeyen kişileri çağırmışlar. Hepsi yerlerine oturmuşlar. Derken, sıcak çorbalar ve arkasından da "derviş kaşığı" denilen bir metre boyunda kaşıklar gelmiş.


Ermiş: "Bu kaşıkların sapının ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir şart koymuş. "Öyle kaşığın çukur kısmına yakın yerden tutmak yok." "Peki" demişler ve çorbayı içmeye başlamışlar. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden, sofrada hiç kimse, çorbayı döküp saçmadan bir türlü ağzına götüremiyormuş. En sonunda, bakmışlar bu iş olmuyor, çorbadan vaz geçmişler. Öylece, aç aç kalkmışlar sofradan. Onlar sofradan kalktıktan sonra, ermiş:" Şimdide sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım sofraya" demiş.


Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen insanlar oturmuşlar sofraya. Ermiş:" Buyrun bakalım" deyince de, her biri uzun saplı kaşığı çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatıp içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş olarak, şükür içinde sofradan kalkmışlar.
"İşte" demiş ermiş. "Kimi ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim ki, kardeşini düşünür de doyurursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz. Şunu da unutmayın ki, hayat pazarında alan değil, her zaman veren kazançlıdır."




Her zaman çocukların sevgisi kadar saf bir sevgiyle SEVİN sevilin
MERHABA!...